Takip Et

3 Ekim 2011 Pazartesi

Artılar ve Eksiler

   Dün çok farklı bir müsabaka izledik,gerçekten artılar ve eksilerle dolu bir maçtı. Nitekim bu bahsedeceğimiz artı ve eksiler daha öncelerden de olmasını yada olmamasını istediğimiz şeylerdi. Nitekim o kadar değişik bir karşılaşma izledik ki dün akşam hangi olayları özetle anlatacağıma şaşırdım.
   Adettendir, maça çıkan kadroyu ilk olarak yorumlamak. Maça ideal kadromuzla çıktık sayılır. Okay'ın sakatlığımı var yoksa o bölgeye Engin'i mi monte etmek istiyor  Şota halen anlamış değilim. Okay'ın istediğinde ne yapacağını ve Engin'in Milli takımlarda ki performansını biliyoruz. Aslında Fb maçında fena oynamamıştı Engin ama formda bir Okay'ı tercih ederim şahsen. Neyse... Maça her zamanki gibi kontrollü başladık ama ilk dakikalardan başlayarak gördüğüm bir olay vardı ki "defans oyuncumuz Zurab" oyunkuruculuğa soyunmuş,kavisli paslar atarak gerek hucumcuları gerekse kanat oyuncularını pozisyona sokmaya çalıştı. Amrabat'ın Gökhan'a yaptığı asistin başlangıcını yani pozisyonu hazırlayan isim o oldu. Golün hemen sonrasında ise Nobre'nin ceza sahasında topla buluşmasını engelleyemeyen isimde o oldu. Aslında kaleci çıkar düşüncesi mi oldu yoksa arkasındaki Nobre'yi fark mı edemedi anlayamadım. Üst üste yaşanan bu iki pozisyonda da hem artısını hem eksisini gördük. Sonrasında oyun biraz soğur gibi oldu 



   Yediğimiz ilk gol öncesi malesef bu sezon sıkça gördüğümüz bir hakem hatasıyla daha karşılaştık. Riveros'a yapılan müdahaleyi görmeyen hakemin devam demesi ve pozisyonun golle sonuçlanması hakemler hakkındaki düşüncelerimizi bir kez daha haklı çıkardı. "MHK Kayserispor maçlarına hakem değil taraftar gönderiyor" Golü yedikten sonra maça biraz asılırmıyız düşüncesindeydim ama Santana gibi birinden beklenmeyen bir hata ve her sene ligin en jeneriklik golünü yeme ustası olan biz,bu seneyide boş geçiremezdik tabi. Navarro kızardıktan sonra Engin'in oyundan alınması sürpriz olmadı. Maçın geneline bakarsak Engin,dün takımın en kötü oyuncusuydu,bizim adımıza en büyük eksi oydu. Çıkana kadar hiç bir faydası olmadığı gibi zaten doğru dürüst yapamadığımız pas trafiğini de aksattı. Umarım Engin böyle devam etmez çünkü ondan çok şeyler bekliyorum. Oyuncuları tek tek analiz edip laf kalabalığı yapmak istemiyorum.




  İkinci yarı başladığında bundan önceki iki karşılaşmada da izlediğimiz gibi takım hızlı başladı. Hele hele rakibin oyunun hemen başlarında kızarması, her ne kadar hakeminde MİY oyuncusu olduğunu varsayarsak, kağıt üzerinde sayıyı eşitlemiş olduk.Günün en büyük eksisi Hakem Tolga Özkalfa idi zaten. Hızlı başlayan maç ataklarla devam ederken  günün başarılı ve lise not defteri gibi üst üste artılarla dolu ismi Amrabat,kendinden beklenmedik bir şekilde pas vermeyi tercih edince ikinci golü atmamız pekte zor olmadı. Biz onun bencilliğine alışmıştık çünkü. Gökhanın gol sonrası derin bir "ohhhh,çok şükür" der gibi sevinmesi kendi açısından büyük bir artıydı. Nitekim golü attıktan iki dakika sonra ileriye atılan uzun pasta rakibinin arkadan gelip yetişmesi eski Gökhan'dan kat kat uzak bir görünü sergilediğini gösterdi. Ama zamanla oda olacak deyip kendimizi ümitlendirelim.



   Şota dün bende büyük bir hayal kırıklığına neden oldu. Oyunda Sefa Yılmaz çıktı,tamam yoruldu takıma daha dinamik birisi gerekiyordu ama bana göre bu kesinlikle Troisi olmamalıydı. Nadir gibi sağ açık oynayabilen topla daha iyi işler yapabilen,serbest vuruşları iyi değerlendirebilen,gerektiğinde kaleye iyi şutlar çekebilen bir adam varken Troisi gibi "Bal yapmayan arı" nın dünkü maçta yeri yoktu bence. Birde Apo-Furkan ikilisinden sürekli Apo tercihini yapmakta bence anlamsız hale geldi. Furkan'a bi şans tanıma zamanı geldiğini düşünüyorum.
   Son anlarda biraz daha baskı kurmaya çalışsak ta Nurullah hoca "deplasmanda bir puan iyi puan" mantığıyla 9 kişiyle kendi yarıalanını bile terketmeden maçı bitirmek istedi. İlerde çoğalamayan ve nasıl oyun kuracağını bilmeyen takımımızda MİY'e yardım ederek maçın berabere bitmesini sağladı. Dediğim gibi artı ve eksileri bol bir maç oldu bizim için. Kırmızı kartlar,ilk goller,ilk asistler,jeneriklik bir gol,oyuncu değişiklikleri vs... Dolu dolu bir maçtı taraftarlarımız açısından. Bu arada MİY taraftarınıda kutluyorum gerçekten. O kadar yoldan gelip takımlarını desteklemeye çalıştılar,üstelik sayıca fazlalardı bile ama yinede o sayıya rağmen çokta etkili olmaladılar. Takımları ikinci yarı baskı yerken biraz daha canlı olabilirlerdi. Yinede tebrikler,gördüğüm en kalabalık Anadolu takımı deplasman tribünüydü.
  Malesef dün de gördük ki bu takımın iyi bir oyunkurucuya,nerde duracağını ve ne yapması gerektiğini bilen bir forvete ihtiyacı kesinlikle var. Ve bana göre bu sezonun en büyük kazancı bu takımı birbirine kaynaştırabilmek olacaktır. Tabiki sezon sonunda yine her sene sonu yapıldığı gibi on kişi gönderip yirmi kişi almazsak.Nitekim, şu anki tablo pekte parlak görünmüyor. Amrabat her maç böyle oynarsa,Gökhan'ı her maç  besler "gol atmam,attırırım" derse o zaman işler değişir.Orta alana birini monte edemezsek her maç ne yaptığımızı bilmeden oynamaya devam edeceğiz. İnşallah devre arasına kadar kaybedilebilecek en az puanla tamamlarız. Yoksa ligin ikinci yarısı daha zorlu geçecektir bizim içi.Dediğim gibi bunlar sadece tahminden ibaret. Eğer kafamızı kuma gömmeye çalışırsakta; "POLYANNA bizler için söylüyor: Bugün 23 Nisan,neşe doluyor İnsan"

Muzaffer ŞAHİN
muzaffer@kayserispor.org

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder