Takip Et

17 Temmuz 2012 Salı

Art Niyet Yok





    Kayserispor'un son açıklamasına bakıldığında bir çoğumuz (ben dahil)  ilk başta Kayserispor'un Erciyesspor'u istemediği gibi bir izlenme kapılıyor. Fakat sonrasında aklı selim düşünülürse eğer stadın gerçekten iki takımı kaldırabilecek bir zeminini olmadığını, statda yapılan ve yapılacak olan tüm harcamaların Kayserispor tarafından karşılandığını düşünürsek bu açıklamalarda sonuna kadar haklılar.

    Erciyesspor'un bu açıklamadan sonra nasıl bir tavır takınacağı merak konusu bende. Çünkü,çevreden illaki birileri "bak sizi istemiyorlar" diyecektir. Bu tür söylemler karşısında tıpkı taraftarlar gibi Erciyesspor yönetimi de  aklıselim düşünerek açıklama yapmalıdır. Hatta Kadir Has Stadı'nda  oynama sözü veren Özhaseki'den dış sahanın portatif tribünle çevrilip stad haline getirilmesi istenebilir,bu bence Erciyesspor'un pek doğal hakkıdır. Nitekim Atatürk stadı yıkılmadan önce her iki takım orada oynuyor ve hiç bir sorun olmuyordu. Mevcutta iki takımın yükünü kaldıran bir stat varken "daha iyisi olacak,cazibe merkezi olacak "denilerek,Özhaseki'nin diğer stat için söylediği  "beton yığını"nın aynısı olan Kadir Has stadı yapıldı.
    Kayserispor yaptığı açıklamada iki mesaj vardı. Birincisi;Erciyesspor artık bu sahada oynayamaz. İkincisi;Başkan Özhaseki'nin stat hakkında yaptığı açıklamalar bizi bağlamaz. Kayserispor bu açıklamadan sonra işi biraz daha ileri götürüp stadın kullanım hakkının Kayserispor'a devredilmesini talep etmelidir. Her seferinde Kayserispor'a destek verilmeli diyen başkan Özhaseki,yaptırdığı stada neden bir tek Kayserispor logosu koymuyor orası da başka bir konu?
Uzun lafın kısası,Kayserispor'un yaptığı açıklamada hiç bir art niyet yoktur. Stadın zemini günümüz futbolunda çok önemli artık. Bunu göz önüne alırsak bozuk zeminde top oynamak hem oyuncular hemde takım için iyi olmayacaktır.Sakatlıklar,puan kayıplar,maddi gelirler vs... Erciyesspor'da bu açıklamayla beraber ya dış sahayı yada Sümer Stadını kendine göre düzenlemeli yada bir sonraki seçime kadar dişini sıkmalı.

14 Temmuz 2012 Cumartesi

Hedefsizlik ve Alışkanlıklar


En son Amrabat transferiyle  Kayserispor adı yine konuşulmaya başladı.  Herkes Kayserispor’u Türkiye’nin Porto’su olarak gösteriyor. Gerçekten hiçte küçümsenmeyecek rakamlara,aslında o kadar para etmeyecek oyuncuları satıyoruz. Her ne kadar istikrarlı bir grafiği olsa da Hasan Ali’nin o kadar büyük paralara satılması tamamen Hurma’nın becerisidir. Nitekim Amrabat’ın da PSV ye ödenecek rakamı Gs ye ödetip net bir rakama satılması da Hurmanın becerisidir.
İşin teorik kısmını geçtik,gelelim taraftarın ne istediğine. Hani şu her zaman yönetimimizin hiç görmek istemediği,iyi günlerinde “biz yaptık her şeyi” deyip kötü günde “taraftara ihtiyacımız var” dediği kişiler… Geçen yıl yapılan transferlerde aynı menajer yani Süleyman Hurma ne demişti “Şampiyon kadro kuruyoruz,bayrakları sandıktan çıkarın.” Peki hedef şampiyonluksa Doğu alt ve en önemlisi Kuzey alt’ta  neden toplu kombine satışı yapıldıda Doğu Altı koca bir sezon bomboş bırakıp ele güne “bakkayseri stadını dolduramıyor” dedirttiniz?  Neden Kuzey Altı satıp oradaki taraftar gurubunu dağıttınız? Madem hedef şampiyonluktu neden hedefe yönelik  oyuncular transfer edilmedi? Doğru,şampiyonluk hedefliyoruz ama bu sportif  anlamda bir şampiyonluk değil,maddi anlamda bir şampiyonluk hedefidir.
Her yıl sayısızca oyuncu takıma katılıyor,sayısız oyuncu takımdan ayrılıyor. 2010/2011 sezonu “en az 13 oyuncu gider bir o kadarda gelir ” dediğimde bir çok arkadaşımız “biz takım olacağız,şampiyon olacağız yapmazlar diye bana kızdı” 2011/2012 Sezonu yine benzeri bir söylemim olduğunda yine kızan arkadaşlar oldu. Sonuç ortada… Ben demiştim demek için yazmıyorum,Kayserispor ile biraz yakından ilgileniyorsanız zaten az çok çözmüşsünüzdür bu olayları. Bu yüzden ben yakın zamanda Kayserispor’un Şampiyon olacağına inanmıyorum çünkü bu gerçekçi bir hedef değil. Tamamen tribünlere oynamak ve taraftardan gelecek tepkileri azaltmak adına yapılan bir açıklamadır.
Misal Hasan Ali trasnferinden önce Hurma basına açıklamalarda bulunuyor ve “Amrabat kesinlikle satılmayacak,Hasan Ali’yi takımda tutmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.” Bu açıklamayı Kayserispor’u az çok takip eden herkes biliyordur. Kayserispor’da bir oyuncu hakkında basına “oyuncuyu tutmak için elimizden geleni yapacağız” deniliyorsa bilinki çoktan satılmıştır.
Geçen sezon Şampiyonluk açıklaması yapıldığında kadroya baktım,geçen yıl gidenlere baktım ve bir anlam verememiştim bu açıklamaya. Maksimum  ligi ilk 6 da bitirebilirdik,kupada da gidebileceğimiz yere kadar giderdik. Nitekim ilk 6 haftada ne yapabileceğimizi gördük. Geçen yıl ligde kaldıysak eğer bunun iki nedeni vardır. 1- Önceki seneler  dert yandığımız “Şans”ın bu yıl bizde fazla fazla olmasına 2- Samsunspor’lu Ekingo denen futbol fakirinin ligimizde oynuyor olması.  Bu iki nedenden dolayı Şampiyon kadro dediğimiz yıl kümede kalmanın sevincini yaşattılar bize.
Unutulmayan bir Kasımpaşa maçı var herkes halen hatırlıyordur. YÖnetime ve hurmaya küfürler edilmişti,takım rezil oynuyordu vs… Maç sonu Hurma açıklama yaptı “3 dünya yıldızı maçımızı izledi,bu görüntüler hoş değildi” vs… Ve dün, Amrabat satıldı hemen ardına “Pablo Nicolas Mouche” haberleri. Muhtemelen 1-2 hafta sonra bazı nedenlerden dolayı gelmediğini malesef gücümüzün bu kadar olduğpu yada buna benzer bi açıklama yaparız. Çünkü bizim politikamız bu şekilde. Yani gelebilecek taraftar tepkisine karşı yıldız bir isimle görüşüldüğü ve trasnferi gerçekleşebilecek haberinin çıkması ve ortam yumuşadıktan sonra “malesef olmadı” açıklaması.
Laf kalabalığı yapmak istemiyorum,işin özeti bu yılda farklı bir hedef beklemiyorum. Şu anda gelişen tüm olaylar önceki sezonların hemen hemen aynısı şeklinde ilerliyor. Hele hele yakın bir zamanda Recep Mamur’un çıkıp “Türkiye’nin en ucuz kombinesini satıyoruz ve taraftarımız almıyor” açıklaması da yapılırsa tamamdır. Kayserispor yıllardır aynı şekilde ilerlemeye devam ediyor ve böylede devam edecektir. Ama taraftar olarak şunu duymak istiyorum “Gerçek hedefimiz ve bundan sonra ne olacağı”
Saygılarımla
Muzaffer ŞAHİN