Takip Et

27 Eylül 2012 Perşembe

Anadolu Ayaklanıyor


Ligtv yayınlarında tüm Anadolu takımı Taraftarlarının karşılaştığı bir durum için tepkimizi göstermemizin zamanı gelmiştir. Bildiğiniz gibi Anadolu Takımlarının maçlarında Ligtv spikerleri yanlı ve hatalı yorumlarda bulunmaktadır.

28 Ağustos 2012 Salı

Rahat uyudunuz mu?



5 metre önünüzdeki topa koşma gayreti içinde olmayan,biribirine pas verirken ne yapacağını bilemeyen,topu ileri atalım da kim ne yaparsa yapsın diyen Kayserispor futbolcuları,teknik heyet ve menajeri,dün ki Antalyaspor mağlubiyetinden sonra rahat uyuyabildiniz mi?

22 Ağustos 2012 Çarşamba

Biraz daha zaman



Bursaspor maçı çok farklı geçti aslında.  BJK maçında gördüğümüz eksikler bir çok taraftarım kafasını karıştırmış ve ben dahil bir çok taraftar oturmuş bir Bursaspor karşısında “acaba” dememize yetmişti.

17 Temmuz 2012 Salı

Art Niyet Yok





    Kayserispor'un son açıklamasına bakıldığında bir çoğumuz (ben dahil)  ilk başta Kayserispor'un Erciyesspor'u istemediği gibi bir izlenme kapılıyor. Fakat sonrasında aklı selim düşünülürse eğer stadın gerçekten iki takımı kaldırabilecek bir zeminini olmadığını, statda yapılan ve yapılacak olan tüm harcamaların Kayserispor tarafından karşılandığını düşünürsek bu açıklamalarda sonuna kadar haklılar.

    Erciyesspor'un bu açıklamadan sonra nasıl bir tavır takınacağı merak konusu bende. Çünkü,çevreden illaki birileri "bak sizi istemiyorlar" diyecektir. Bu tür söylemler karşısında tıpkı taraftarlar gibi Erciyesspor yönetimi de  aklıselim düşünerek açıklama yapmalıdır. Hatta Kadir Has Stadı'nda  oynama sözü veren Özhaseki'den dış sahanın portatif tribünle çevrilip stad haline getirilmesi istenebilir,bu bence Erciyesspor'un pek doğal hakkıdır. Nitekim Atatürk stadı yıkılmadan önce her iki takım orada oynuyor ve hiç bir sorun olmuyordu. Mevcutta iki takımın yükünü kaldıran bir stat varken "daha iyisi olacak,cazibe merkezi olacak "denilerek,Özhaseki'nin diğer stat için söylediği  "beton yığını"nın aynısı olan Kadir Has stadı yapıldı.
    Kayserispor yaptığı açıklamada iki mesaj vardı. Birincisi;Erciyesspor artık bu sahada oynayamaz. İkincisi;Başkan Özhaseki'nin stat hakkında yaptığı açıklamalar bizi bağlamaz. Kayserispor bu açıklamadan sonra işi biraz daha ileri götürüp stadın kullanım hakkının Kayserispor'a devredilmesini talep etmelidir. Her seferinde Kayserispor'a destek verilmeli diyen başkan Özhaseki,yaptırdığı stada neden bir tek Kayserispor logosu koymuyor orası da başka bir konu?
Uzun lafın kısası,Kayserispor'un yaptığı açıklamada hiç bir art niyet yoktur. Stadın zemini günümüz futbolunda çok önemli artık. Bunu göz önüne alırsak bozuk zeminde top oynamak hem oyuncular hemde takım için iyi olmayacaktır.Sakatlıklar,puan kayıplar,maddi gelirler vs... Erciyesspor'da bu açıklamayla beraber ya dış sahayı yada Sümer Stadını kendine göre düzenlemeli yada bir sonraki seçime kadar dişini sıkmalı.

14 Temmuz 2012 Cumartesi

Hedefsizlik ve Alışkanlıklar


En son Amrabat transferiyle  Kayserispor adı yine konuşulmaya başladı.  Herkes Kayserispor’u Türkiye’nin Porto’su olarak gösteriyor. Gerçekten hiçte küçümsenmeyecek rakamlara,aslında o kadar para etmeyecek oyuncuları satıyoruz. Her ne kadar istikrarlı bir grafiği olsa da Hasan Ali’nin o kadar büyük paralara satılması tamamen Hurma’nın becerisidir. Nitekim Amrabat’ın da PSV ye ödenecek rakamı Gs ye ödetip net bir rakama satılması da Hurmanın becerisidir.
İşin teorik kısmını geçtik,gelelim taraftarın ne istediğine. Hani şu her zaman yönetimimizin hiç görmek istemediği,iyi günlerinde “biz yaptık her şeyi” deyip kötü günde “taraftara ihtiyacımız var” dediği kişiler… Geçen yıl yapılan transferlerde aynı menajer yani Süleyman Hurma ne demişti “Şampiyon kadro kuruyoruz,bayrakları sandıktan çıkarın.” Peki hedef şampiyonluksa Doğu alt ve en önemlisi Kuzey alt’ta  neden toplu kombine satışı yapıldıda Doğu Altı koca bir sezon bomboş bırakıp ele güne “bakkayseri stadını dolduramıyor” dedirttiniz?  Neden Kuzey Altı satıp oradaki taraftar gurubunu dağıttınız? Madem hedef şampiyonluktu neden hedefe yönelik  oyuncular transfer edilmedi? Doğru,şampiyonluk hedefliyoruz ama bu sportif  anlamda bir şampiyonluk değil,maddi anlamda bir şampiyonluk hedefidir.
Her yıl sayısızca oyuncu takıma katılıyor,sayısız oyuncu takımdan ayrılıyor. 2010/2011 sezonu “en az 13 oyuncu gider bir o kadarda gelir ” dediğimde bir çok arkadaşımız “biz takım olacağız,şampiyon olacağız yapmazlar diye bana kızdı” 2011/2012 Sezonu yine benzeri bir söylemim olduğunda yine kızan arkadaşlar oldu. Sonuç ortada… Ben demiştim demek için yazmıyorum,Kayserispor ile biraz yakından ilgileniyorsanız zaten az çok çözmüşsünüzdür bu olayları. Bu yüzden ben yakın zamanda Kayserispor’un Şampiyon olacağına inanmıyorum çünkü bu gerçekçi bir hedef değil. Tamamen tribünlere oynamak ve taraftardan gelecek tepkileri azaltmak adına yapılan bir açıklamadır.
Misal Hasan Ali trasnferinden önce Hurma basına açıklamalarda bulunuyor ve “Amrabat kesinlikle satılmayacak,Hasan Ali’yi takımda tutmak için elimizden gelen gayreti göstereceğiz.” Bu açıklamayı Kayserispor’u az çok takip eden herkes biliyordur. Kayserispor’da bir oyuncu hakkında basına “oyuncuyu tutmak için elimizden geleni yapacağız” deniliyorsa bilinki çoktan satılmıştır.
Geçen sezon Şampiyonluk açıklaması yapıldığında kadroya baktım,geçen yıl gidenlere baktım ve bir anlam verememiştim bu açıklamaya. Maksimum  ligi ilk 6 da bitirebilirdik,kupada da gidebileceğimiz yere kadar giderdik. Nitekim ilk 6 haftada ne yapabileceğimizi gördük. Geçen yıl ligde kaldıysak eğer bunun iki nedeni vardır. 1- Önceki seneler  dert yandığımız “Şans”ın bu yıl bizde fazla fazla olmasına 2- Samsunspor’lu Ekingo denen futbol fakirinin ligimizde oynuyor olması.  Bu iki nedenden dolayı Şampiyon kadro dediğimiz yıl kümede kalmanın sevincini yaşattılar bize.
Unutulmayan bir Kasımpaşa maçı var herkes halen hatırlıyordur. YÖnetime ve hurmaya küfürler edilmişti,takım rezil oynuyordu vs… Maç sonu Hurma açıklama yaptı “3 dünya yıldızı maçımızı izledi,bu görüntüler hoş değildi” vs… Ve dün, Amrabat satıldı hemen ardına “Pablo Nicolas Mouche” haberleri. Muhtemelen 1-2 hafta sonra bazı nedenlerden dolayı gelmediğini malesef gücümüzün bu kadar olduğpu yada buna benzer bi açıklama yaparız. Çünkü bizim politikamız bu şekilde. Yani gelebilecek taraftar tepkisine karşı yıldız bir isimle görüşüldüğü ve trasnferi gerçekleşebilecek haberinin çıkması ve ortam yumuşadıktan sonra “malesef olmadı” açıklaması.
Laf kalabalığı yapmak istemiyorum,işin özeti bu yılda farklı bir hedef beklemiyorum. Şu anda gelişen tüm olaylar önceki sezonların hemen hemen aynısı şeklinde ilerliyor. Hele hele yakın bir zamanda Recep Mamur’un çıkıp “Türkiye’nin en ucuz kombinesini satıyoruz ve taraftarımız almıyor” açıklaması da yapılırsa tamamdır. Kayserispor yıllardır aynı şekilde ilerlemeye devam ediyor ve böylede devam edecektir. Ama taraftar olarak şunu duymak istiyorum “Gerçek hedefimiz ve bundan sonra ne olacağı”
Saygılarımla
Muzaffer ŞAHİN

5 Mayıs 2012 Cumartesi

Son 5 yıla ait birkaç transfer istatistiği

Bir kac istatik: (Son 5 yil'i kapsiyor)

Fenerbahce'den alinan oyuncular: 7

Arjantin'den alinan oyuncular (ve Alis-Satis miktarlari):

Matias Escobar - 2 Milyon EURO // Yarim yil sonra bedava Rosario'ya gidiyor
Nicolas Navarro - 870 bin EURO // 1 yil sonra muhtemelen bedava gidecek (tahmin)


ZARAR: 2.87 Milyon EURO


Yurtdisindan gelen (amatör) toplulugu (son 5 yil):


Durmus Bayram // bons. yok
Ali Camdali // bons. yok

Bir yil sonra Hurma gaza gelip gurbete yolculuk 60'lardan sonra ikinci baharini yasamaya basladi:

Tevfik Köse
Harun Erbek // 300.000 EURO
Umut Kocin
Muslu Nalbantoglu
Furkan Özcal
Bilal Aziz

Bir sonraki yil: 

Volkan Dikmen
Serdar Kesimal
Ömer Sismanoglu // 250.000EURO
Hasan Ali Kaldirim
Semih Aydilek

Devam edelim: 

Hamza Cakir
Abdulkadir Özgen
Selim Teber // 50bin EURO
Ugur Albayrak

Ve son sezon:

Sefa Yilmaz // 570bin EURO
Nadir Ciftci // 180bin EURO
Engin Bekdemir // 500bin EURO
Nurettin Kayaoglu // 50bin EURO
Berkay Dabanli 
Ömer Kulga

Evet son [B]5 sezonda toplam 23 gurbetci[/b] oyuncu gelmis. Ortalama: 4,5~

Bunlardan 4'ü bir kere bile oynamadan gönderildi. 

Toplam ödenen bonservis: 1,9 Milyon EURO

Fesih maliyetleri vs... isin icinde degil. 

ALLAHTAN Serdar'i satmisiz yoksa hesapta KOCAMAN bir EKSI cikiyor (Store maliyetli dediler, bende BUNDAN SONRA artik sayilarla degerlendirecem).. ayrica gelen gurbetcilerin fazla bi katki saglayamadigini, cogu gelenin Almanyaya geri döndügünde 5, 6 liglerde oynadigini baz alirsak, nasil bir transfer anlayasimizin oldugunu MARIACHI cok net özetledi. 
******************

Ingiltere'den gelen Aghahowa, Olembe, Shawky ne denli kalici oldular malum. 

*******************

OKAY, CEM SULTAN VE DIGER genclere ödenen paralari ve gösterilen performansi kaleme bile almak istemiyorum. Cem Sultanin bu denli ortaliklarda olmamamsi beni acikcasi üzdü, ayrica Okay'in gittikce "umursamaz" tavri beni takim icinde her zamanki oldugu gibi birseylerin ters gittigini, bunu NAVARRO'ya tavir aldiklarindan görebiliriz... 

***************************

Hesaplari bir kenara koydum 3 yilda takimda yeni katilan oyuncu sayisi TOPLAM 47 (A2 den gelenleri saymadim)...Bu oralama 15 eder
Bu kadar transfer neden yapilir? 

Bunun cevabini size birakiyorum... 

ÜNAL VE TOPUZ transferleriyle ne kadar basarli hamleler yaptigini göstersede (yillar önce), gerisini maalesef getiremedi Hurma. 

Tek istikrari 15 transferin altina düsmemesi, aldigi gibi postalayan transferleri, kiralayip sonradan bahaneye baglayip yollanan oyuncu transferleri.... 

BU noktada Sota'nin gelmesi bir nevi KALITELI yabanci transferlere gectigimizi düsünüyorum.

- Amrabat ve Biseswar 
- Khizanish ve Amisulash VILILER 

hespide banko oynayacak adamlar... umarim gerisi gelir.


Kayserispor taraftar forumunda Kayserispor'umuzun son 5 yılına ait,transferi ne kadar iyi yapabildiğimizi (!) gösteren  istatistiki bilgileri  kaleme alan değerli arkadaşımız Zagorx (Cihan) a  teşekkürler.


KAYNAK

4 Mayıs 2012 Cuma

Kayserispor'un Transfer Kısır Döngüsü


Her sene oldugu gibi yine daha transfer donemi baslamadan gidenimiz gelenimiz belli degil. Istinasiz her sezon bir yandan bazi oyuncularimiz takimda kalsin diye endiselenirken diger yandan o niye gitti bu neden geldi diyoruz.





Son günlerde özellikle Navarro ve biraz da Pekarik konusunda yazilan çizilen çogalinca benim de elim kasindi. Navarro konusunda eminim hepimiz bir kaç hatasi hariç kaç maç kurtardigini çok iyi biliyoruz. Pekarik konusunda herkes ayni fikirde olmasa da ortada bir gerçek var; 7 sezondur sagbek bulamiyorduk, stoperinden orta sahasina, sag açigina tut hepsinden çakma bekler yarattik. 7 senedir ilk defa hah bu oldu iste dedirten bir bek bulup tekrar göndermek nerden baksan çok garip.

Yerli adam almak için gönderiliyorlar?

Yerli kaleci alacaklar diyelim. Kim yitirmis yerli kaleciyi de biz bulalim? Tolga ve mal Wolkan disinda dikis tutturabilen var mi? Yabanci kaleci gelirse (ki hic sasirmam) ne diyecegiz? Gürcü kaleci haberlerini de es geçmeyelim. Yerli sagbekler ortalikta geziyor da bu yüzden mi bulamadik 7 senedir? Genç Kamil için bu sezon daha çok erken degil mi?

Kontenjan açilsin ki yildiz getirelim?


Yildiz mi? Biz mi?


Alıntı:
Kayserispor da Transfer dedigin 4e ayrilir:

* Premier League veya Bundesliga'da bir önceki sezon en fazla 3 maç sonradan girmis olacak, gözden iyice düsmüsolacak

* Almanya çükülmüs amatör klasman liginde oynayacak

* Kayserispor'a hattrick atmis olacak

* Fener bize 
belese verecek

Bu kriterlere uygunsa eger, ya uçkuru elinde olacak ya da (zaten kullanmayacagimiz) opsiyonlu kiralama yoluna bas vuracagiz.

** Bu kriterlerin disinda kalan transferlerimizi ya Shota yapmistir, ya Arjantin orta sira takimlarindan yapilmistir, ya da Sefa'nin doksana attigi gol gibi bozuk saat ve günde iki defa cinsidir.
Ve son olarak en onemli kismina geleyim; yabanci kontenjani bu sene mi duzenlendi? Navarro ve Pekarik yabanci kontenjanindan dolayi gitmiyor. Uzun yillar sikinti cektigimiz kaleci ve sagbek mevkiine buldugumuz iki yeterli futbolcuyu kadro planlamasini yapamadigimiz icin sutluyoruz.

Yerli transfer anlayisimiz

Bu adami tutabilmemiz icin yapmamiz gereken sey cok zor degildi; sahada oynayabilecek 5 Turk oyuncu bulmak. Neden bulamiyoruz? Cunku yarisini Selim Teber gibi eften puften seyler uydurup gonderiyoruz, diger yarisini da İstanbul takımlarına satiyoruz.

Biz Turk bir futbolcu transfer ederken hic bir zaman yav gelsin oynasin atsin attirsin takimi ileri tasisin demiyoruz. Biz Turk futbolcu alirken, tutsa da seneye İstanbul'a okutsak diyoruz. Siz hiç yerli oyuncu transferi duydugunuzda ooo bunu da takima monte ettik mi dadindan yinmez vallaa dediginizi hatirliyor musunuz?

Sivas kafaya oynarken, Apo Dereli, Balili, Murat Erdogan, 35lik Mohamed Ali ve hatta Devran Ayhan!! gibi oyuncularin en verimli donemlerinden faydalanmadi mi? Bursaspor sampiyon oldugunda Tandogan, Keceli gibi oyuncularin en verimli donemlerinin kaymagini yemedi mi?

Bu ligde basari yakalayan takimlar istisnasiz tecrubeli yerli oyuncular kullaniyorsa senin bunu Almanya amatör küme adamlariyla denemenin izahi ne olur? Hadi 2-3 gurbetci aldin ama her sene 10 tane alarak mi iskelet kadro kuruyorsun? Aciklamayi tekrarlayim; biz yerli oyuncu alirken onun iyi oynayip bizi sampiyon yapmasini istemiyoruz, iyi oynatip satmak istiyoruz.

Yerli oyuncularini Almanya amator kume takimlarindan alirsan sonra iste yeaaa kontenjandan dolayi diye sittin senedir bulamadigin sagbeki de yollarsin, seni dusmekten kurtaran kalecini de. Umarim Navarro’dan 2 kat iyi bir kaleci aliriz, Alves ayarinda bir bek aliriz ve bomba gibi bir yildiz. Ben de Insallah vay be derim. Ama bunlar gerçeklesirse Sefa’nin topu doksana asmasi gibi hasbelkader olmus birsey olur. Biz bu isi bilsek çünkü her sene 15 adam alip 15 adam göndermezdik.


https://twitter.com/#!/mrrgun

Kayserispor taraftar forumunda Kayserispor'umuzun transfer saçmalığını  kaleme alan değerli arkadaşımız Mehmet'e teşekkürler.


KAYNAK



18 Nisan 2012 Çarşamba

Ses ver Anadolu

Bu gün Bursaspor Taraftarlar Birliği, 6222 sayılı Sporda Şiddet Yasası'nın uygulanılırlığı ve İstanbul basınının taraflı tutumuna ilişkin bir basın açıklaması yaptı. Açıklama metni şu şekilde:
------------------------------------------------------------------------------------------------
Bursaspor Taraftarlar Birliği olarak, 6222 sayılı Sporda Şiddet Yasası'nın uygulanılırlığı ve İstanbul basınının taraflı tutumuna ilişkin bir basın açıklaması yapılmıştır. 
Açıklama şu şekildedir; Basın ve kamuoyuna; Bugün bu açıklamayı, geçtiğimiz günlerde İstanbul’da, İnönü Stadyumu’nda yaşanan olaylar ve ardından gelişen süreç nedeniyle yapma gereği duyduk. Aslında konu her ne kadar ilgili Beşiktaş-Galatasaray karşılaşmasından hareketle gündemimize girmiş olsa da, genel bir uygulamaya ve çifte standarda ilişkindir. 
Bilindiği gibi, mevzubahis karşılaşmanın son dakikalarında Beşiktaş taraftarının sahaya girmesi ve hakem Hüseyin Göçek ile Galatasaraylı bir futbolcuya saldırma teşebbüsünde bulunulmasıyla hat safhaya ulaşan olaylar yaşanmıştır. Bu olaylardan hareketle, 6222 sayılı Sporda Şiddet Yasası’nın en ağır şekliyle uygulandığı Bursaspor tribünlerinin mensupları olarak konuyu dikkatle takip ettik. Ve gelinen noktada sorma gereği duyduğumuz birkaç sorumuz var. 
Hatırlanacağı üzere, 7 Mayıs 2011 günü Bursa’da Beşiktaş maçı öncesinde yaşanan olaylar sebebiyle 53 renktaşımız cezaevine girmiş, birçok taraftarımız 4 ay süresince bu sebepten ötürü cezaevinde kalmış ve süreçte ifadesine başvurulan birçok arkadaşımız şu an için ceza kalksa da müsabakalardan men cezası almıştır.
Peki ya bahsi geçen Beşiktaş-Galatasaray karşılaşmasında olayların içerisinde yer alan kişilere ne gibi yaptırımlar uygulanmıştır? Bunu sormak en doğal hakkımızdır. Çünkü gerek geçtiğimiz aylarda şike soruşturması sürecine ilişkin olarak bir yürüyüşte Fenerbahçeli taraftarlar ile güvenlik güçleri arasında yaşanan olaylar, gerek Çağlayan Adliyesi önünde geçtiğimiz haftalarda yaşanan olaylar, gerekse Trabzon’da geçtiğimiz günlerde yaşanan olaylarda, Bursa’da en ufak bir olayda dahi en sert biçimde uygulanan 6222 sayılı yasanın nasıl uygulandığını bilmiyoruz. Bu sorularımıza verilecek yanıt, yasanın uygulanılırlığının şehirlere ve camialara göre değişip değişmediği sorusuna da yanıt olacaktır.
Öte yandan, yine bahsi geçen karşılaşma sonrasında ana akım medyanın büyük bölümünün olayların üstünü örtme çabalarını, olayların ‘yokmuş gibi’ lanse edilmesini, olayların masumane ve haklı gösterilmeye çalışılmasını, olaylar içerisinde yer alanların “İyi çocuk” ilan edilmesini tüm Türkiye izlemiştir. Bu, “İstanbul yerel basınının” ilk vukuatı ve taraflı tutumu olmadığı gibi son vukuatı ve taraflı tutumu da olmayacaktır. Çünkü para hırsı ve çıkar ilişkilerinin ana akım spor medyasının bir kısmını getirdiği nokta ne yazık ki büyük ölçüde budur. Ancak 7 Mayıs 2011 günü yaşanan olayları tekrar tekrar göstererek tartışan ve İnönü’de yaşanan olayların ardından kısa cümlelerle olayları geçiştiren yayıncı kuruluş başta olmak üzere hiçbir kişi, kurum ve kuruluş, Bursaspor camiasının Anadolu’nun en güçlü sesi olarak bu kayırmacılık üzerine kurulu çarka çomak sokabileceğini unutmasın. Decoderleri iptal etmemizi istiyorsanız, onu yapacağız. Çünkü bize başka bir çare bırakılmamıştır. 
Bu bir BOYKOT çağrısıdır! Tüm renktaşlarımızı LigTV üyeliklerini iptal etmeye ve decoderlerini iade etmeye davet ediyoruz. 
Bu BOYKOT çağrımıza tüm renktaşlarımızın kulak asacağını biliyor, yaşanan eşitsizlikler karşısında susmama erginliğindeki tüm Anadolu kulübü taraftarlarına da aynı çrıda bulunuyoruz. Bursaspor Taraftarlar Birliği
------------------------------------------------------------------------------------
 Teksas grubunu severiz yada sevmeyiz,Bursaspor'u severiz yada sevmeyiz ama ortada hepimizi yani tüm "Anadolu takımı tutan taraftarları"  ilgilendiren bir nokta var,o da "ortak düşman."
 Türkiye'de futbol liginin sadece İstanbul takımlarından ibaret olduğunu beyinlere kazımaya çalışan ve böylelikle kendi değerlerimizden uzaklaşmamızı sağlayan bir yandaş medya var. Biz,tüm bu olumsuzluklara,engellemelere ve beyin yıkama çalışmalarına rağmen kendi değerlerimiz sahip çıkıp onu yüceltmek,hakettiği yere getirmek uğraşındayız. Çünkü biliyoruz ki biz kendi değerlerimize sahip çıktığımız sürece daha güçlü ve daha sağlam kaleler inşaa edeceğiz. Bunu bilen "ortak düşman" ise sürekli bu kalelerin güçlenmesini engeleyip,bu mücadeleyi sindirmeye çalışacak. Bu durumda sayımız her ne kadar az olursa olsun,tüm "Anadolu takımı taraftarları" bu çağrıya kulak verip "ortak düşmanımız" hakkında birlik olmalıdır. 
  Ortak düşmandan kastım bir futbol takımı değil,bir şehir değil,bir şahıs değil. Bizi yok sayan,bizi küçük gören,bizi aciz gören,bizi dışlama hesabında olan anlayıştır. Ama bu anlayış ancak "biz buradayız" "bizde varız" diye isyan ateşini yakmakla,alevlendirmekle azaltılacaktır. Ellerinde her ne kadar büyük silahlar olsada biz "duvara çarpan birer deniz dalgasıda olsak" çarptıktan sonra dağılacağımızıda bilsek bunu yapmalıyız. Çünkü biliyoruz ki  bu deniz,o dalgalardan feyiz alıp  bir şahlandımı önünde ne duvar bırakır nede bir şehir. 
  "Kendi adıma" bu açıklamadan ötürü Bursaspor'lu arkadaşlara destek vermek istiyorum. Bu ülkede biz birlik olmazsak,birbirimize destek verip asıl ceza çekmesi gerekenleri işaret etmeyip birbirimizle uğraşmaya devam edersek (en azından bu konuda) "bize göre" adalet hiç bir zaman yerini bulmayacaktır.
 Uzun lafın kısası,bu isyan ateşini alevleyen Bursaspor taraftarına destek verip (en azından bu konuda)  karşılarında hiçte beklemedikleri bir destekle çıkmak ve birlik sağlamak "masaya vurabileceğimiz en sert yumruktur"

Saygılarımla
Muzaffer ŞAHİN

5 Mart 2012 Pazartesi

Şota'nın Eseri

    Son yılların en heyecan verici maçına çıktık sanırın. Heyecanı,maçın kalitesinden değil kaybeden takımın düşme korkusunu çok yakından hissetmesi olacaktı. Yöneticilerimizin "bu yılın ikinci yarısı daha farklı olacak" dediğinde sanırım bunu hiç akıllarından geçirmemişlerdi. Ama olaya birde şöyle bakalım. Yıllardır hedefsiz oynayan bir takımın artık bir hedefi oldu,o da "Ligde Kalmak".

    Şota,sanırım bu yıl ilk defa rakibe göre bir takım çıkarmaya çalıştı ama ondada başarılı olamadı. Sahaya çıkan kadroya bakılırsa rakibin düşme hattında olmasından dolayı daha atak oynayacak düşüncesiyle,ani ataklarla Amrabat'ın da becerisini birleştirip gol bulmaya çalışacaktık. Görüntü öyleydi ama hesap tutmadı. Sahada ne yapacağını bilmeyen iki takım vardı. Tam bir kör dövüşü.

    Takım hucuma çıkıyor ama ceza sahasına kimse hareketlenmiyor. Takım duran top kullanıyor,4 kişiyle hucum yapmaya çalışıyoruz. Biseswar gibi takım oyunu oynayan,gol atmaktan çok attırmaya yönelik oynayan bir adamı forvetsiz bir kadronun kanadına koyup ondan gol beklemekte ayrı bir saçmalık.Zaten kendinden bekleneni veremedi ve sonrasında yapıla bilecek en mantıksız hamle geldi. İlk yarının bitmesine 9 dk. kala olması gerektiği gibi maça bir forvet alındı ve Biseswar küfürler ve yuhalanmalar eşliğinde maçtan çıkarıldı. Bu adamdan bundan sonra ne kadar yararlanabiliriz? Biseswar'ın yerine giren oyuncun o 9 dk da maçımı çevirecekti? Madem maçı çevirebileceğini düşünüyorsun neden bu adam ilk 11 de başlamadı? Amatörlük silsilesi...
  İkinci yarıda aynı kötü futbolla başladı her iki takımda. Aslında ikisine de kızmamak lazım. Kayserispor zaten "ya tutarsa" denilerek toplanılmış oyuncularla kurulu ve başında da ne yaptığını çözmediğimiz bir hoca. Manisaspor tarafına bakarsak,onlar Kemal Özdeş'i gönderdiği gün düşmeyi hak ettiler zaten. Kalitesiz ve bu senenin en kötü iki takımının mücadelesinden de fazla bişey beklememek gerekiyordu.

  Okay Yokuşlu: Bu adam hatta bu çocuk diyelim,halen çözebilmiş değilim. Bir oynuyor saç baş yoldurtuyor,bir oynuyor dün ki gibi kendinden beklenmedik şeyler yapıyor. 3.Oyuncu değişikliği hakkımız kullanmadan önce şöyle bir kenara baktım ve "kenarda maçı çevirecek adamımız yok kim girse farketmez " demiştim. Okay girdi ve 75 dk arka arkaya 3 pas yapamayan takıma "nasıl top tutulur ve pas verilir"i uygulamalı gösterip golümüzü attırdı. Golü attıktan sonra "bundan sonra Amrabat'a kalmış" dedim ve 2. gol geldi.
  2.golden sonraki sevinci uzun yıllardır görmemiştim. Herkes birbirine sarıldı,havalara zıplayanlar,bağıranlar vs... Düştüğümüz şu duruma bak,ligde kaldığımız için sevinçten çığlık atar olduk.Bize bu duyguyu yaşatan başta Süleyman Hurma olmak üzeri Şota ve diğer arkadaşlara teşekkür ediyoruz.
  Uzun lafın kısası,dün ki kabusu bize yaşatanlar en az bizim kadar bu korkuyu hissetmişlerdir. Ve umuyorum ki bu sene,başta Süleyman hurma ve Şota olmak üzere herkese ders niteliğinde olmuştur. Bir takımın kadrosuyla ancak bu kadar oynanılabilir. Her yıl 10 kişi gider 15 kişi gelirse çekirge 3.kez zıplayamaz. Biz bu yıl son zıplama hakkımızı da kullandık. İnanıyorum ki seneye çoluk çocukları değil adam akıllı ayağında top tutan,ne yaptığını bilen,takıma liderlik yapabilecek oyuncular getirilecektir.Nitekim seneye bu kadar şanslı olamayabiliriz.

Muzaffer ŞAHİN

18 Ocak 2012 Çarşamba

Hani istemiyordunuz?


Yılların takımı,büyük bir camia olan GS nin,kulüp tarihine ve camiasına yakışmayan  yöneticilerinin Amrabat transferinde istedikleri sonucu beklerken gerçekleşmemesi hesapları alt üst etmiş gibi görünüyor. Daha önce "artık biz gitmeyeceğiz,Kayserispor satmak istiyorsa bize gelir" diye açıklama yapanlar şimdilerde "Nooolur bize satın" demeye başladılar. Bakınız kanıtları da burada.

  http://haber.gazetevatan.com/ali-durustten-amrabat-aciklamasi/419476/1/Gundem

Haberin içeriğinin özeti şu şekilde: 

Galatasaray'ın Amrabat için herhangi bir girişiminin olmayacağını belirten Dürüst, "Kısa süre içerisinde bu transfer süreci hakkında bir açıklama yaptık ve nasıl, kimlerle görüşmelerde bulunduğumuzu dile getirdik. Ancak Kayserispor oyuncusunu satmak istemiyor. Bizim de artık bu konuda bir talebimiz olmayacak. Ara transfer döneminde Amrabat için Kayserispor ile görüşmeyeceğiz ancak Kayserispor bize 'Amrabat'ı satmak istiyoruz der ve kapımızı çalarsa bu konudaki teklifimizi ileteceğiz. Ancak şu anda bu konuda bir talebimiz yok ve olmayacak da" dedi.


http://www.radyospor.com/News.aspx?ID=153549

Bu haberinde özeti şöyle

Radyospor'dan Özgür Sancar'ın edindiği bilgiye göre Galatasaray Yönetim Kurulu Üyesi Abdürrahim Albayrak'la Kayserispor Genel Menajeri Süleyman Hurma arasında yapılan görüşmeden olumlu sonuç çıkmadı.

Ambrabat'ın transferi konusunda Galatasaray'ın talebini yinelemesine karşın, Hurma ve Kayserispor yönetiminin fikrinin değişmediği öğrenildi. 


--------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------

Atalar ne demiş "Büyük lokma ye,büyük söz söyleme"

Muzaffer ŞAHİN



17 Ocak 2012 Salı

Aynı nakarat.

 
  Dün akşam oynanan G.Antep maçını sanki daha önceden izlemiş gibiydim. Sahada ki her şey aynı, ruh yok,mücadele yok....Performansı sürekli tartışılan oyuncuları yine sahada görmek zaten taraftar olarak maça 1-0 yenik başlamak gibi bir durum oluyor artık. Aslına bakarsanız stada giderken bile "muhtemelen aynı takım kurgusu ile sahaya çıkarız,aynı şeyleri yaşarız,en iyi ihtimal beraberlik" diyordum. Çünkü haftalardır oynanan kötü futbol ve Şota'nın kenardan oyuna müdahale edememesi ve bazı oyuncularda ki ısrarı beni ve diğer Kayserispor taraftarlarını  bu düşüncelere sevk etmeye yetiyordu zaten.

  Maça iyi başlamamıza rağmen takımda ki son vuruş beceriksizliği ve topu sürekli Gökhan Ünal'a aktarma gibi gereksiz düşüncelerden dolayı ilk yarı sadece bir gol atabildik. Nitekim kaleci öne çıktığında Sefa eğer topu G.Ünal'a aktarmak yerine kendisi kullanmış olsaydı daha farklı olacaktı. Maç içinde bu ve bunun gibi bir çok pozisyon yaşandı. Özellikle Abdullah'ın boş kaleye topu gönderememesinden çok topa vuramama becerisi daha çok tartışılır.
  Maçın ikinci yarısı gereksiz bir şekilde skoru koruma çabasına girince golün gelmesi de kaçınılmaz oldu. Nitekim ikinci yarının başlamasıyla birlikte G:Antep'i kendi sahamızda kabullendik ve gol yine daha önceki maçlarda olduğu gibi teşbihte hata olmaz "bağıra bağıra" geldi.


  Asıl mesele bundan sonra başladı bize göre. Şota'nın oyuna nasıl müdahale edemediğini izlemek,galibiyet için sahada ki beceriksiz 3-5 futbolcunun eline bakmak,en azından Ankaragücü A2 takımının yaptığı canla başla mücadele örneğini görmemek taraftar olarak bizleri kahretti. Hele hele neredeyse3-4 dk. top G.Antep oyuncularında gezinmesi ve bunu engelleyememek tuz biber oldu bu acıya. İlk değişiklik bana göre "bu takıma boş yere alınan" Biseswar'ın sakatlanmasıyla oldu. Boş yere diyorum çünkü o adamın oynayabileceği bir forvet yok. Zorunlu değişiklikten sonra "acaba ne zaman gol atma isteği olur da kenardan Kujovic girer diye beklerken 85.Dk. da bir forvet alıp diğer forveti sahaya sürmek bana göre hiç bir mantık içermiyor. Kendi evinde haftalardır puana hasret bir taraftar varken 85.dk. da oyuna forvet almak ne kadar mantıklı acaba? Dakika 90,takım hucuma kalkıyor ve ileride sadece 3 oyuncumuz var,8 G.Antepli oyuncu arasında. Bu olaylarda bizim ne kadar mantıklı ve sistemli oynadığımızın bir göstergesidir.
  Maç sonu açıklamalar bana çok absürt geldi. Şota,maçı kazanmak istiyorduk diyor ama sayın hocam "sıktın artık be" 85. Dk kadar bizim kenardan gördüğümüzü sen göremiyor musun? Takımın kazanması için "bana göre" çift forvete dönerek rakip defansa baskı kurmak gerekiyorken sen 85. dk. da işe yaramasa da Gökhan Ünal'ı alıyorsun kenara. Maçı kazandıran bazen taktiksel değişikliklerdir ama sen bu değişiklik hakkını hep 80.dk dan sonra yapıyorsun. Tamam elinde iyi bir kadro olmayabilir ama sende adamlarına göre sistem yaratırsın. Bence en önemlisi,eğer transfer döneminde bu takımın iskeletini sen yapamıyorsan yada yaptırmıyorlarsa bırak git boyun eğme kimseye.
  Uzun lafın kısası,her sene söylenen saçmalığın söylenmesine çok az kaldı "Artık bu sezon yapacak bir şey yok,gelecek yılın kadrosunu kurmaya başladık"  Bunu dediğiniz gün yüzünüzün yırtıldığı gündür benim için.

Muzaffer ŞAHİN
muzaffer@kayserispor.org