Takip Et

21 Eylül 2011 Çarşamba

İki farklı Kayserispor

     Fazla değerlendirmeye gerek olmayan bir ilk yarı izledik Gaziantepspor deplasmanında. Kaptanı olmayan bir gemi gibi nereye gideceğini bilemeyen bir takım vardı. Sahada oyunu yönlendirecek,sorumluluk alabilecek bir oyuncunun eksikliği hissediliyor oynanan bu 3 maçta. Maçın hemen başlarında  karambole gelişen bir pozisyonda Riveros'un önünden geçip giden topa  bakması ve sonrasında bana göre Zurab'ın Sosa'ya basmayıp beklemesi  golü getiren etkenler arasındaydı.


     Antep takımında klasik Tolunay Kafkas sistemi var, ne yaptığını bilmeyen,tecrübeli ayaklarla sonuca gitmeye çalışan bir takım. Golü erken buldular ama sonrasında kaleye bir daha gelemediler. Buda ilk yarıda bu dağınık takımımız karşısında fazla etkili olmalarını engelledi. İlk yarıda özellikle Hasan Ali'nin kendi görev bölgesini bırakıp sol açıkmış gibi sürekli ilerde kalması ve geri gelmemesi sol kanattan Gaziantepspor'un etkisizde olsa atak geliştirmesinin sebebi oldu. Son üç haftada Kayserispor'un hucumda kaptırdığı topların sol kanattan tehlike olarak geri dönmesi Hasan Ali'nin biraz daha dikkatli olması gerektiğini gösteriyor. Sanıyorum Hasan Ali'de hucum yapayım derken boşalttığı mevkisinden gelen tehlikelerin farkındadır. Şahsen Hasan Ali'nin alternatifini bulup onu birde "Sol açık" olarak değerlendirmek gerek diye düşünüyorum.Nitekim ilk yarının son saniyelerinde zarif bir çalımla rakibini auta çıkarıp orta açması  iyi bir hareketti ve maç boyunca bir kaç kere daha gördük bu pozisyonları.
    Devre arası girdiğinde biraz karamsarlığa kapılıp,kendimizce oyuncu değişiklikleri yaparak maça nasıl dahil oluruz derken ikinci yarı başladı. Ama nasıl bir başlama,hiç beklemediğimiz bir şekilde. Soyunma odasında ne yaşandı ne söylediler de ikinci yarı ilk yarıdan daha faklı oynayan,daha çok isteyen bir takım çıktı sahaya bilinmez.Çok hızlı başlayan ikinci yarı,alar vahlar içinde kaçan gol ve hemen arkasında gelen sevinç. Sanıyorum Gaziantep takımı bulursam ikiyi atarım yoksa bu skor iyi mantığıyla çıkmış olacak ki bir anda herşey tersine döndü.

   Yanlız gol ortasını değerlendirmek istiyorum,Türkiye'de özellikle yerli kalecilerimiz kornerlerden ceza sahası dışına doğru gelen topların hiçbirinde başarılı değil. Eğer top adrese giderse dünkü gibi iki gol atma ihtimaliniz doğuyor. Ceza sahası dışına doğru gelen toplar kalede her zaman  daha tehlike yaratmıştır. Çünkü kalecinin topa çıkıp onu alması yada uzaklaştırması biraz zor. Bu toplara iki kaleci çıkar biri Volkan,diğeri de Rüştü. Ama nedense ısrarla sağ korneri sağ ayaklı,sol korneri sol ayaklı oyuncular kullanıyor.
 Golü bulduktan sonra morallenen takımımızda ilk yarıda kötü dediğimiz oyunculardan da verim almaya başlayınca maça ağırlığımız koymak çok ta zor olmadı. Riveros,Santana,Pekarik,Zurab... Nitekim aradan çok geçmeden gelen ikinci gol sonrası takım iyice rahatladı.
  Yanlız göze batan bir olay vardı ki bir çoğumuz farketmiştir belki,Nadir oyuna girene kadar,ileri uçda  hiç bir hava topunu alamadık. Ömer iyi niyetli,koşuyor basmaya çalışıyor ama tek başına bişey yapamıyor. Fb maçında Premier Lig deneyimi olan Nadir ilk 11 de başlayabilir mi göreceğiz yada sağ kanatta Sefa'nın yerine girebilir mi onuda göreceğiz.
   Yeni sezonun ilk galibiyeti bize ve takıma moral kaynağı oldu,bu apaçık ortada. Özellikle takımda taşlar yerine oturmamışken böylesine önemli ve zorlu bir deplasmandan üç puanla dönebilmek büyük bir artı. Umarım Fb maçında da bu hava devam eder ve  iyi bir sonuçla maçtan ayrılırız.

Muzaffer ŞAHİN
muzaffer@kayserispor.org

13 Eylül 2011 Salı

Cangele' ye Destek.



Geçmişe baktığımızda Kayserispor' un vefalı bir kulüp olduğunu söyleyebiliriz. En basit örnekler ise Cangele ve Eren' in sakat dönemlerinde kontratlarının uzatılması ve onlara olan güvenin gösterilmesi idi. Şimdi Kayserispor taraftarları bir vefa ya da daha doğru bir tabirle destek gösterisi yapmaya hazırlanıyor. " Kayserispor' un Ruhu " olarak nitelendirdikleri Cangele için isminin ve fotoğrafının yer aldığı Atkı yaptırmak için çalışma başlattılar. 

Bu atkılardan temin etmek isteyenler;


http://twitter.com/#!/Emre__KS

twitter hesaplarından,



sayfasından ve  


mail adresinden iletişeme geçebilirsiniz. Ayrıca eğer ki yapabilirseniz  atkı tasarımlarınızı yorum kısmına ya da ,
http://twitter.com/#!/HucumHatti

twitter hesabına yollayabilirsiniz. Desteklerinizi bekliyoruz.

12 Eylül 2011 Pazartesi

Bir sakatlık var!


    Ortada görünen bir sakatlık var ama bu Cangele'nin sakatlanması değil. Bu sakatlık bizde kalıcı, vucudumuza yapışmış kalmış. Öyle ki takımda sakatlanıp,sağlık ekibi tarafından kontrol edilen oyuncularımızdan hangisi sahalara bıraktığı yerden dönebilmiş ki?
   Geçen sezona bir dönelim,Eren Güngör. Aylar sonra takımda ki yerini alan Eren, maçı tamamlayamadan aynı sakatlıkla karşı karşıya kaldı ve bir 6 ay daha sahalardan uzak kaldı. Cangele... Geçerli sayılamayacak bir sebepten dolayı anlamadığım bir şekilde A2 maçında kadroya alınmış ve bırakın böyle bir oyuncunun orada koşmasını yürümek için bile düzgün bir zemini olmayan,çamur deryasın içinde daha maçın 20. dakikalarında, ilk sakatlığını yaşadığı sağ dizinden yine sakatlanmıştı. Bjk futbolcusu Ersan Gülüm, onunda akıbeti bizim futbolcularımızdan pek farkı olmadı. Oda aylar sonra çıktığı ilk antrenmanda sakatlandı.Ve dün ki yaşanan,sadece Kayserispor taraftarının değil bir çok futbolseveri üzüntüye boğan olay. "Cangele ortaya top çıkarmak isterken YİNE sakatlandı". Peki bu doğal bir olay mı? Bence kesinlikle hayır. Bu yetenekli ayakların Türk futboluna göstermesi gereken o kadar çok marifetleri varken kenarda koltuk değnekleriyle maç izlemeleri,taraftarlığı bırakın futbolu seven ve azda olsa anlayan insanlar için büyük üzüntüdür.

    Bu sakatlıkların iki nedeni olabilir. Birincisi futbolcunun kendisi,ikincisi sağlık ekibi. ilk nedene bir örnek verirsek Ersan Gülüm'ün sakatlığıyla ilgili "Ersan neden sakatlandı?" yazısı yayınlandı.(Bknz ) Oyuncunun kendine bakmadığı, antrenmanları aksattığı yazılıyor. Çok ağır bir sakatlıktan "düzeldim" diye verilen programlara uymayıp tekrar sakatlıkla karşı karşıya gelmesi. Aynı şeyler bizim futbolcularımızda da oldu mu acaba? Teknik heyet ve sağlık ekibinin uyarıları ve verdiği programı aksatıp kendi bildikleri yöntemlerle düzelmeyimi denediler acaba? Kendi takımımızda yaşanan önceki sakatlıklarımızı düşündükçe böyle bir olasılığın olabileceğini pek düşünmüyorum.
   Düşünün ki bir futbolcu bir türlü kurtulamadığı bel ağrılarını sınıkçıya giderek çözüyor. (Bknz) Koray Çölgeçen diye bir oyuncumuz vardı,sakatlandı ve oda gitti. Koray Çölgeçen kendi ağzından bir taraftarımıza "ilk yapılan amelliyatın yanlış yapıldığı bu yüzden sakatlığının uzun sürdüğü ve sonraki amelliyatla eski sağlığına kavuştuğunu" anlatmış. Sonrasında sürekli sakatlanan ve geri dönmeyen oyuncular. Diğer takımlarda sakatlar 2-3 haftada dönerken aynı sakatlıklarla uğraşan takımımızda gidenlerin en az 6-7 hafta gelmemesi,takımdaki asıl sakatlığın ne olduğunu gözler önüne seriyor gibi.
   En son Cangele'nin sakatlandığı pozisyonu belki defalarca izledim. Bu ligde veya bir alt liglerde o pozisyonun daha ağırını defalarca görmüşümdür. Hatta "adam gitti,eyvah" derken biraz sekip tekrar oyuna dahil olan oyuncuları gördüm. Bir futbolcu bu kadar kolay sakatlanabilir mi? Tamam,çok kötü bir sakatlık ama sonrasında "bence" çokta zorlayıcı olmayan bir harekete yerde kalması kendinin yada sağlık ekibinin sakatlığı üzerinde ne kadar titiz çalıştığının bir göstergesidir. Böylesine bir oyuncunun bu kadar kolay sakatlanmasına anlam veremedim. Üç kere aynı sakatlığı yaşayan bir oyuncunun sağlık kontrollerinde hiç mi dikkat edilmiyor bu tür sakatlıkların tekrar nüksedebileceği? Hiç mi bakılmıyor ne kadar iyileşip iyileşmediğine? Bu gün Face üzerinden Eren Güngör'e mesaj attım"aman sen kendine dikkat et" diye, umarım dikkate alır.
  Peki bundan sonra ne olacak? Zaten şaibelerle anılan,TFF nin bile tarafsızlığını yitirip,birilerini kurtarmaya çalışayım derken batırdığı ligin zaten izlenilebilirliği kalmamışken,içimizdeki futbol aşkı bitmeye yüz tutmuşken birde üstüne Cangele gibi "Kayseripor taraftarının ruhu" nun sahalarda olmaması,bu gırtlağına kadar çamura(başka terimde var) batmış ligi gözümüzde bitirmiş oldu. Bundan sonra askerin şafak sayması gibi Cangele'nin sahalara dönüşünü bekleyeceğiz ve bu düşüncemde de yanlız olmadığıma inanıyorum.

Muzaffer ŞAHİN
http://muzaffer.kayserispor.org/
muzaffer@kayserispor.org